2 Şubat 2018 Cuma
Platonik Hayat
Mahir, her çocuğun okula gitmek istememesine rağmen o ise okula gitmek için gün sayıyordu
Bu Mahir’in okulu sevdiği anlamına gelmemelidir.
Okula gitmek istemesinin altında yatan sebep abisinin gittiği okuldan süt ve fındık dağıtılması.
Çünkü Mahir’in ailesi zengin değildi. Eve ancak ekmek ve karın doyuran şeyleri alacak kadar paraları vardı.
Hatta hafta sonları okulun olmadığı günler çocuklar sokaklarda ya boya yapıyor, ya da halka tatlısı satıyor. Ya da bulundukları ilin spor takımının idmanına çekirdek satıyor.
Mahir bu şekilde okula başladı. Tabii ki okula başlarken filmlerdeki gibi ilk gördüğü güzel yüzlü kıza aşık oldu desek olmaz.
Ama zamanla günler geçtikçe bu fakir oğlan Yağmur denen güzel mi güzel bir kıza artık nasıl oldu ise aşık oldu.
Tabi aşk dediysek karşılıklı aşk beklemeyin.
Bu aşk hiçbir zaman vücut bulmadı. Çünkü bu karşılıksız bir aşktı.
Mahir, ne zaman bu kızı görse ya hızla oradan uzaklaşıyor, ya da kıpkırmızı kesilerek hiçbir şey yapamadan olduğu yere çakılıyordu.
Hatta bigün yine mahalle aralarında bişeyler satarken, o güzel yüzlü kızın kapısının önünden geçerken bir an kapı açılır.
Kızın annesi Mahir’i çağırır. Tabi Mahir son sürat oradan uzaklaşır.
Çünkü bu şekilde kızla yüz yüze gelmek istemez.
30 Ocak 2018 Salı
İnsan
İnsan, en çok ihanete uğradığında mı üzülür?
Yoksa, ihanete uğradığı kişiler ile yüzleştiğinde mi?
Yüzleştiği kişilerin hayatı alt üst olurken, kendisi mutlu oluyor ise ihanete uğradığı kişilerden farkı kalmaz.
Kaybetmek ile kazanmak arasında, delilik ile dahiliği ayıran çizgi gibi bir çizgi vardır.
Bu çizgi hayatımızın geri kalanını belirler.
Gelecek hep bu kaybetme ile kazanma arasındaki ince çizgi arasında gidip gelir.
Aslında hayat, hep kazanma ile kaybetme arasında sıkışmasaydı daha iyi bir hayat ve güzel bir ömür sürebilirdik.
İnsan, hayatta mutlu olmak için neden hep daha fazla kazanmak ve kazanamadığı zaman da neden hep mutsuz olur ki?
Mutlu olmak için, elindekiyle yetin. Bu şekilde daha az yorul.
Geri kalanını başkası kazansın ve bu şekilde hayat paylaşılarak daha mutlu bir nesil yetişmiş olur.
Mutluluk, aslında gözümüzde büyüttüğümüz kadar zor bişey değil.
Sadece mutlu olmayı beceremediğimiz için mutlu olmayı bilmiyoruz.
Mutluluğu uzaklarda aramak yerine kendimize baksak mutlu olmayı becerebiliriz.
27 Ocak 2018 Cumartesi
Yalnızlık
insan, kalabalıklar arasındaki yalnızlığını, bazen bir deniz kenarında sonsuz, maviliklere dalarak, düşünerek, hayata karşı kaybettiği savaşı düşünerek, yapamadıklarını, bundan sonra yapacaklarını, yapmak için nereden başlayacağını düşünür.
ama bu düşünceler, oradan ayrıldıktan sonra, sanki tm bunları düşünen o değilmiş gibi, bütün bu duyguları bir tarafa bırakarak, hayata kaldığı yerden devam eder.
çünkü, kaybetmek yeniden başlamak için bir başlangıçtır. yalnız bu başlangıç çoğu kişi için hiç bir zaman gelmez.
insan, kaybettikçe daha güçlü geri döner diyorlar, ama insan kaybettikçe, aslında tükenmenin eşiğine geldiği için, dışarıdan bakanlar onun daha güçlü olduğunu düşünür.
29 Ekim 2017 Pazar
Hayaller ve Hayatlar
Daha doğarken ne kadar şanssız olduğu belliydi.
Doğarken babası askerdi.
Çok sıcak bir yaz günü dünyaya gözlerini açtı.
Köydeki işler bir yana hastalık ve onun yanında sevgisisizlik belki de tüm hayatını ve geleceğini aslında ne kadar zor ve yalnız geçeceğinin işareti gibiydi.
Annesi hem annelik hem de babalık yapmak zorunda idi.
Bu yüzden de hem çalışmak hem de çocuğa bakmak zorunda idi.
Bu yüzden de daha çocukken bütün hayatı boyunca özlemini çekeceği sevgisizliğe aç bir şekilde büyümek zorunda kaldı.
Bu sevgisizliğin hayatını bu denli etkileyeceğini kimse tahmin etmiyordu.
Ama hayat böyle bişey. Bişeyler eksik oldu mu yapmak istediğiniz şeyi tam olarak yapmak imkansızlaşır.
Doğarken babası askerdi.
Çok sıcak bir yaz günü dünyaya gözlerini açtı.
Köydeki işler bir yana hastalık ve onun yanında sevgisisizlik belki de tüm hayatını ve geleceğini aslında ne kadar zor ve yalnız geçeceğinin işareti gibiydi.
Annesi hem annelik hem de babalık yapmak zorunda idi.
Bu yüzden de hem çalışmak hem de çocuğa bakmak zorunda idi.
Bu yüzden de daha çocukken bütün hayatı boyunca özlemini çekeceği sevgisizliğe aç bir şekilde büyümek zorunda kaldı.
Bu sevgisizliğin hayatını bu denli etkileyeceğini kimse tahmin etmiyordu.
Ama hayat böyle bişey. Bişeyler eksik oldu mu yapmak istediğiniz şeyi tam olarak yapmak imkansızlaşır.
10 Temmuz 2017 Pazartesi
Saf ve Düşünceli Romancı
Geleneksel anlatıları bırakıp romanları okumaya başlayınca, Allah'ın, padişahların, paşaların, orduların, devletin gücü ve kararı yanında, bizim kendi alemimizin ve seçimimizin de önemli olabileceğini ve daha çarpıcısı, kendi duygu ve düşüncelerimizi daha ilginç bulabileceğimizi hissetmeye başlarız.
Gençliğimde hiç durmadan roman okurken, özgürlükle kendine güven arasındaki bu duyguyu sarsıcı bir şekilde yaşadım.
Dostoyevski'nin insan anlayışı, başka bir şeye kolay indirgenemeyecek bu karmaşık şeyin, modern insan anlayışının mükemmel bir sonucudur.
Hayatı değil, kahramanları anlamak için okuruz Dostoyevski'yi.
İnsan Dostoyevski'yi hem kendini kaptırarak hem de hayatın böyle olmadığını düşünerek okur.
Gençliğimde hiç durmadan roman okurken, özgürlükle kendine güven arasındaki bu duyguyu sarsıcı bir şekilde yaşadım.
Dostoyevski'nin insan anlayışı, başka bir şeye kolay indirgenemeyecek bu karmaşık şeyin, modern insan anlayışının mükemmel bir sonucudur.
Hayatı değil, kahramanları anlamak için okuruz Dostoyevski'yi.
İnsan Dostoyevski'yi hem kendini kaptırarak hem de hayatın böyle olmadığını düşünerek okur.
5 Temmuz 2017 Çarşamba
İYİLİK ve KÖTÜLÜK
İnsan, eskiyi neden özler?
Eski günler çok güzel geçtiği için mi, yoksa o anın tadını çıkaramadığı için mi?
Yoksa o eski günlerdeki halini özlediği için mi?
Yoksa o an yanında olan veya olanlar için mi?
Hatıralar insana iyi mi gelir?
Yoksa hep iyi hatıralar mı hatırlanır.
Ne dersiniz?
Madem hep iyi hatıralar hatırlanır, neden bizi şekillendiren ve hayatımıza yön veren kötü anılar hatırlanmaz?
İnsanoğlu, neden hep günaha çağıran veya toplum arasında ayıplanan ve genelde dışlanan davranışlara karşı meyillidir?
Yoksa o günah veya dışlanan şey o an için insana daha mı iyi gelir?
İnsan arkadaşları tarafından daha sempatik görünmek ve yer edinmek için bazen kendisiyle hiç ilgisi olmayan davranışlar sergileyebilir. Bu o an için onu tatmin edebilir. Lakin ileri için üzüntüden başka bir şeyi kendisine getirmez.
30 Haziran 2017 Cuma
Mutlu olmanın kolaylığı
Uzun bir aradan sonra çocukluk ve gençliğinizin çoğunu geçirdiğiniz yere döndüğünüzde herşeyi eskisi gibi bulacağınızı umarsınız.
Ama herşeyin değiştiğini gördüğünüzde içiniz cız eder.
En çokta çok sevdiğiniz ve onsuz oraya hayal edemeyeceğiniz sevdiğiniz insanın aranızdan olmaması sizi nasıl derinden etkilediğini düşünün.
Onun anılarını düşündükçe her an sizi tekrar çağıracağı demli bir çayla beraber sohbet edeceğini beklersiniz.
Ama o beklediğiniz artık çok uzaklarda ve yavaş yavaş sevdiklerinizin aranızdan ayrıldığını görürsünüz.
Bu acı sizi yaralasa da o gerçeği değiştiremez ve bu gerçekle yaşamak zorunda kalırsınız.
O sevdiğiniz insanın hatıralarına gözünüz ne zaman ilişirse, dokunsalar ağlayacak kadar duygulanırsınız lakin böyle zamanlarda genelde kimse size o fırsatı vermez.
Siz o duygulu halde tek başınıza kalırsınız.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Tek Kanatlı Kuş
Tek Kanatlı Kuş Demir, George Nathan’ın “ Aşk, bir çok kişi tarafından yaşanan, ama çok az kişi tarafından keyifle sürdürülebilen bir duy...
-
Kadın egemenliği nerede? Egemenlik nerede mi? Her yerde, her şeyde. Büyük bir kentte mağazaları dolaşın. Buralarda milyonlar yatar, harcana...
-
Talihi yar olmayanlar, çevrelerini suçlarlar. Acı çekenlere merhamet duymaları bundandır. Aşağı yukarı şöyle düşünürler; ben mutsuzum, ka...
-
İnsan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur. İnsanın ilk uyacağı yasa, varlığını korumak; yapacağı ilk şey de, kendine borçlu ol...