Yalan söylemek, dışa vurulması gereken bir gerçeği saklamaktır.
Bir kimse, borçlu olmadığı adama sahte para vermekle, onu kuşkusuz aldatır, ama hırsızlık etmiş olmaz.
Genel ve soyut anlamıyla gerçek, nimetlerin en değerlisidir.
Doğruyu söylememek başka, doğru olmayanı söylemek de başkadır; ama her ikisinden de aynı sonuç çıkabilir, çünkü sonuç bir olduğu için başka yola varılamaz. Gerçeğin kimseyi ilgilendirmediği yerde, onun karşıtı olan yanlış da ilgilendirmez; bundan şu çıkar ki, aynı durumlarda gerçeğin tersini söyleyerek aldatan, gerçeği söylemeyerek aldatandan daha çok suçlu değildir; çünkü yararsız gerçekler konusunda yanılmaktan kötü olan bilmemektir.
İnsanın kendisinin ya da başkasının çıkarı için yalan söylemesi, sahtekarlıktır; zarar vermek, ara bozmak için söylenen yalansa, yalanların en bayağasıdır. Ne kendine ne de başkasına kazanç ya da zarar vermeyi düşünmeksizin yalan söylemek, yalan değil, bir tür uydurma oyunudur.