19 Mayıs 2016 Perşembe

Yalan üzerine

Yalan söylemek, dışa vurulması gereken bir gerçeği saklamaktır.
Bir kimse, borçlu olmadığı adama sahte para vermekle, onu kuşkusuz aldatır, ama hırsızlık etmiş olmaz.
Genel ve soyut anlamıyla gerçek, nimetlerin en değerlisidir.
Doğruyu söylememek başka, doğru olmayanı söylemek de başkadır; ama her ikisinden de aynı sonuç çıkabilir, çünkü sonuç bir olduğu  için başka yola varılamaz. Gerçeğin kimseyi ilgilendirmediği yerde, onun karşıtı olan yanlış da ilgilendirmez; bundan şu çıkar ki, aynı durumlarda gerçeğin tersini söyleyerek aldatan, gerçeği söylemeyerek aldatandan daha çok suçlu değildir; çünkü yararsız gerçekler konusunda yanılmaktan kötü olan bilmemektir.
İnsanın kendisinin ya da başkasının çıkarı için yalan söylemesi, sahtekarlıktır; zarar vermek, ara bozmak için söylenen yalansa, yalanların en bayağasıdır. Ne kendine ne de başkasına kazanç ya da zarar vermeyi düşünmeksizin yalan söylemek, yalan değil, bir tür uydurma oyunudur.



Ülkede siyasiler her gün kendi gelecekleri için o kadar yalan söylüyorlar ki neyin doğru neyin yalan olduğunu artık kendileri bile bilmiyor. Çünkü zamanla kendileri de bu yalanlara inanmaya başlar ve bu da onları yeni yalanlara yönlendirir.
Ama ne şekilde olursa olsun gerçeğe aykırı olan ve adaleti yaralayan her şey yalandır.
İnsanoğlunu mükemmel yapan şey güç ve özgürlüktür. Zayıflık ve tutsaklık ise yalnızca kötülük doğurur. Bu yüzden zayıf ve tutsak hayatı yaşayan kişiler her zaman kendileri gibi düşünmeyenlere iftira atıp kendilerini rahatlatmak isterler. Lakin yalnız kaldıklarında ise gerçeklerle yüzleşirler.    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Tek Kanatlı Kuş

Tek Kanatlı Kuş Demir, George Nathan’ın “ Aşk, bir çok kişi tarafından yaşanan, ama çok az kişi tarafından keyifle sürdürülebilen bir duy...