Yazılı anlatı hazırdır ve önümüzdedir, onu okur, çalışır, öğrenir ve hafızanıza kaydedersiniz.
Sözlü anlatı ise yoktur, onu siz hafızanızda çıkarır, yaratır, hayat verir, ağzınızdan çıkan sesinizin yardımıyla, özgün bir makamla onu karşınızdakilere aktarırsınız, tıpkı şuanda benim yaptığım gibi.