Hangi durumda olursak olalım, bizi sürekli mutsuz eden, kendini beğenme ve beklenti içinde olmaktır. Bunlar susup aklımız konuştuğunda, kaçınmamız mümkün olmayan tüm mutsuzlukların tesellisini bulabiliriz. İnsan, en fazla değer verdiği kişiler tarafından yaralanır. Çünkü kendisine, başkası aynı şekilde davranırsa bu onu yaralamaz, ama en yakın hissettiği kişiye karşı beklenti içinde olduğu için ister, istemez yaralanır.
Mutluluk, bu dünyada insan için yaratılmış gibi değil. Ya da fakir için mutluluk sadece bir an için olan bir durumdur. Çevremizdeki her şey değişiyor. Biz de değişiriz ve bu değişimi fark etmemiz imkansız gibi, bugün sevdiğimiz bir şeyi yarın seveceğimizden emin olamayız. Bu yüzden yaşamla ilgili mutluluk beklentimiz bir hayal olmaktan öteye gidemez.
Dünya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dünya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
19 Mayıs 2016 Perşembe
16 Mayıs 2016 Pazartesi
Dinle Küçük Adam-5
Size kişisel özgürlük değil ulusal özgürlük vaat ediyorlar.
Size özgüven değil, devlete saygı, bireysel büyüklük değil, ulusal büyüklük vaat ediyorlar.
Sana göre, "kişisel özgürlük" ve "kişisel büyüklük" , soyut birer kavramdan başka bir şey değildir; "ulusal özgürlük" ve "devletin çıkarları" sözcükleriyse, tıpkı kemik gören köpeğin ağzının sulanması gibi seni zevkten dört köşe etmekte; bu yüzden hemen bu sözcüklere sarılıyorsun.
İşte bu yüzden senden korkuyorum, küçük adam, çok korkuyorum.
Çünkü insanlığın geleceği senin elinde. Senden korkuyorum, çünkü kendinden kaçtığın gibi dünyada hiçbir şeyden kaçmıyorsun. Evet, sen, kendinden kaçıyorsun küçük adam.
Hastasın sen, çok hastasın küçük adam. Ama paçanı bu hastalıktan kurtarmak senin görevin, senin sorumluluğun.
22 Şubat 2012 Çarşamba
Kader
Aslında yazgı yanlış yorumlanmış bir kavramdır. Birçok kişi açıklayamadıkları olayları yazgı olarak niteler ve gerçekleşen olayları omuzlarını silkerek kabullenirler.
Ama yazgı bu değildir. Dünyayı görünmez halkalar yönetir. Yazgı bu enerji halkalarından yere düşen şeydir aslında. Ama göremediğimiz, ne olduğunu hatırlayamadığımız, büyüklüğünü tespit edemediğimiz için bu enerji halkalarının gerçekliğimizi nasıl etkilediğini tahmin edebilmemiz imkansızdır.
Bu yüzden de başımıza bir şey geldiğine bunu yazgı olarak niteleriz. Yazgı rastlantısal değil öngörülmez bir olaydır. Başka bir deyişle yazgının doğasına ve zamanına karşı gözlerimiz kördür. Ayrıca yazgının birbirlerimizle ilişkilerimizi nasıl etkilediğine karşı da körüzdür.
Açıklayamadığımız veya işimize gelmeyen her şeye bir kılıf bulmak, bizi genelde rahatlatır.
Çünkü kendi beceriksizliğimizi, başkasına yüklemişizdir. Ve bu da bizi o an mutlu eder, ama bu mutluluk sadece yeni başarısızlıkların baş göstermesine katkıda bulunur.
Bu geçici mutlulukları, azaltmak için her an kendimizi sorgulamalı ve başımıza gelen olaylardan ders çıkarmamız gerekir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Tek Kanatlı Kuş
Tek Kanatlı Kuş Demir, George Nathan’ın “ Aşk, bir çok kişi tarafından yaşanan, ama çok az kişi tarafından keyifle sürdürülebilen bir duy...
-
Kadın egemenliği nerede? Egemenlik nerede mi? Her yerde, her şeyde. Büyük bir kentte mağazaları dolaşın. Buralarda milyonlar yatar, harcana...
-
Talihi yar olmayanlar, çevrelerini suçlarlar. Acı çekenlere merhamet duymaları bundandır. Aşağı yukarı şöyle düşünürler; ben mutsuzum, ka...
-
İnsan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur. İnsanın ilk uyacağı yasa, varlığını korumak; yapacağı ilk şey de, kendine borçlu ol...