4 Mart 2018 Pazar

Yaşamın Ucuna Yolculuk



Sizin düzeninizle, akıl anlayışınızla, namus anlayışınızla, başarı anlayışınızla hiç bağdaşan yönüm yok.
Aranızda dolaşmak için giyiniyorum.
Hem de iyi giyiniyorum. İyi giyinene iyi yer verdiğiniz için.
Aranızda dolaşmak için çalışıyorum. İstediğimi çalışmama izin vermediğiniz için.
Hiç bir çaba harcamadan bunları yapabiliyorum, bir şey yapıldı sanıyorsunuz.
Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. Evlerinizle. Okullarınızla. İş yerlerinizle.
Özel ya da resmî kuruluşunuzla içimi kemirttiniz.
Ölmek istedim, dirilttiniz. Yazı yazmak istedim, aç kalırsın, dediniz.
Aç kalmayı denedim, serum verdiniz. Delirdim, kafama elektrik verdiniz.
Hiç aile olmayacak insanla bir araya geldim, gene aile olduk. Ben bütün bunların dışındayım.
Şimdi tek konuğu olduğum bu otelden ayrılırken, hangi otobüs ya da tren istasyonuna, hangi havaalanı ya da hangi limana doğru gideceğimi bilmediğim bu sabahta, iyi, başarılı, düzenli bir insandan başka her şey olduğumu duyuyorum.

2 Şubat 2018 Cuma

Platonik Hayat


                             



Mahir, her çocuğun okula gitmek istememesine rağmen o ise okula gitmek için gün sayıyordu
Bu Mahir’in okulu sevdiği anlamına gelmemelidir.
Okula gitmek istemesinin altında yatan sebep abisinin gittiği okuldan süt ve fındık dağıtılması.

Çünkü Mahir’in ailesi zengin değildi. Eve ancak ekmek ve karın doyuran şeyleri alacak kadar paraları vardı.
Hatta hafta sonları okulun olmadığı günler çocuklar sokaklarda ya boya yapıyor, ya da halka tatlısı satıyor. Ya da bulundukları ilin spor takımının idmanına çekirdek satıyor.

Mahir bu şekilde okula başladı. Tabii ki okula başlarken filmlerdeki gibi ilk gördüğü güzel yüzlü kıza aşık oldu desek olmaz.
Ama zamanla günler geçtikçe bu fakir oğlan Yağmur denen güzel mi güzel bir kıza artık nasıl oldu ise aşık oldu.
Tabi aşk dediysek karşılıklı aşk beklemeyin.
Bu aşk hiçbir zaman vücut bulmadı. Çünkü bu karşılıksız bir aşktı.

Mahir, ne zaman bu kızı görse ya hızla oradan uzaklaşıyor, ya da kıpkırmızı kesilerek hiçbir şey yapamadan olduğu yere çakılıyordu.
Hatta bigün yine mahalle aralarında bişeyler satarken, o güzel yüzlü kızın kapısının önünden geçerken bir an kapı açılır.
Kızın annesi Mahir’i çağırır. Tabi Mahir son sürat oradan uzaklaşır.
Çünkü bu şekilde kızla yüz yüze gelmek istemez.

30 Ocak 2018 Salı

İnsan




İnsan, en çok ihanete uğradığında mı üzülür?
Yoksa, ihanete uğradığı kişiler ile yüzleştiğinde mi?
Yüzleştiği kişilerin hayatı alt üst olurken, kendisi mutlu oluyor ise ihanete uğradığı kişilerden farkı kalmaz.

Kaybetmek ile kazanmak arasında, delilik ile dahiliği ayıran çizgi gibi bir çizgi vardır.
Bu çizgi hayatımızın geri kalanını belirler.
Gelecek hep bu kaybetme ile kazanma arasındaki ince çizgi arasında gidip gelir.

Aslında hayat, hep kazanma ile kaybetme arasında sıkışmasaydı daha iyi bir hayat ve güzel bir ömür sürebilirdik.
İnsan, hayatta mutlu olmak için neden hep daha fazla kazanmak ve kazanamadığı zaman da neden hep mutsuz olur ki?
Mutlu olmak için, elindekiyle yetin. Bu şekilde daha az yorul.
Geri kalanını başkası kazansın ve bu şekilde hayat paylaşılarak daha mutlu bir nesil yetişmiş olur.

Mutluluk, aslında gözümüzde büyüttüğümüz kadar zor bişey değil.
Sadece mutlu olmayı  beceremediğimiz için mutlu olmayı bilmiyoruz.
Mutluluğu uzaklarda aramak yerine kendimize baksak mutlu olmayı becerebiliriz.

27 Ocak 2018 Cumartesi

Yalnızlık




insan, kalabalıklar arasındaki yalnızlığını, bazen bir deniz kenarında sonsuz, maviliklere dalarak, düşünerek, hayata karşı kaybettiği savaşı düşünerek, yapamadıklarını, bundan sonra yapacaklarını, yapmak için nereden başlayacağını düşünür.

 ama bu düşünceler, oradan ayrıldıktan sonra, sanki tm bunları düşünen o değilmiş gibi, bütün bu duyguları bir tarafa bırakarak, hayata kaldığı yerden devam eder.

çünkü, kaybetmek yeniden başlamak için bir başlangıçtır. yalnız bu başlangıç çoğu kişi için hiç bir zaman gelmez.

insan, kaybettikçe daha güçlü geri döner diyorlar, ama insan kaybettikçe, aslında tükenmenin eşiğine geldiği için, dışarıdan bakanlar onun daha güçlü olduğunu düşünür.

29 Ekim 2017 Pazar

Hayaller ve Hayatlar

Daha doğarken ne kadar şanssız olduğu belliydi.
Doğarken babası askerdi.
Çok sıcak bir yaz günü dünyaya gözlerini açtı.

Köydeki işler bir yana hastalık ve onun yanında sevgisisizlik belki de tüm hayatını ve geleceğini aslında ne kadar zor ve yalnız geçeceğinin işareti gibiydi.

Annesi hem annelik hem de babalık yapmak zorunda idi.
Bu yüzden de hem çalışmak hem de çocuğa bakmak zorunda idi.

Bu yüzden de daha çocukken bütün hayatı boyunca özlemini çekeceği sevgisizliğe aç bir şekilde büyümek zorunda kaldı.

Bu sevgisizliğin  hayatını bu denli etkileyeceğini kimse tahmin etmiyordu.
Ama hayat böyle bişey. Bişeyler eksik oldu mu yapmak istediğiniz şeyi tam olarak yapmak imkansızlaşır.


10 Temmuz 2017 Pazartesi

Saf ve Düşünceli Romancı

Geleneksel anlatıları bırakıp romanları okumaya başlayınca, Allah'ın, padişahların, paşaların, orduların, devletin gücü ve kararı yanında, bizim kendi alemimizin ve seçimimizin de önemli olabileceğini ve daha çarpıcısı, kendi duygu ve düşüncelerimizi daha ilginç bulabileceğimizi hissetmeye başlarız.

Gençliğimde hiç durmadan roman okurken, özgürlükle kendine güven arasındaki bu duyguyu sarsıcı bir şekilde yaşadım.

Dostoyevski'nin insan anlayışı, başka bir şeye kolay indirgenemeyecek bu karmaşık şeyin, modern insan anlayışının mükemmel bir sonucudur.
Hayatı değil, kahramanları anlamak için okuruz Dostoyevski'yi.
İnsan Dostoyevski'yi hem kendini kaptırarak hem de hayatın böyle olmadığını düşünerek okur.

5 Temmuz 2017 Çarşamba

İYİLİK ve KÖTÜLÜK



İnsan, eskiyi neden özler?
Eski günler çok güzel geçtiği için mi, yoksa o anın tadını çıkaramadığı için mi?
Yoksa o eski günlerdeki halini özlediği için mi?
Yoksa o an yanında olan veya olanlar için mi?

Hatıralar insana iyi mi gelir?
Yoksa hep iyi hatıralar mı hatırlanır.
Ne dersiniz?
Madem hep iyi hatıralar hatırlanır, neden bizi şekillendiren ve hayatımıza yön veren kötü anılar hatırlanmaz?

İnsanoğlu, neden hep günaha çağıran veya toplum arasında ayıplanan ve genelde dışlanan davranışlara karşı meyillidir?
Yoksa o günah veya dışlanan şey o an için insana daha mı iyi gelir?
İnsan arkadaşları tarafından daha sempatik görünmek ve yer edinmek için bazen kendisiyle hiç ilgisi olmayan davranışlar sergileyebilir. Bu o an için onu tatmin edebilir. Lakin ileri için üzüntüden başka bir şeyi kendisine getirmez.

Tek Kanatlı Kuş

Tek Kanatlı Kuş Demir, George Nathan’ın “ Aşk, bir çok kişi tarafından yaşanan, ama çok az kişi tarafından keyifle sürdürülebilen bir duy...