11 Haziran 2016 Cumartesi

SİLAHIN DEĞİL, KALEMİN ZAFERİ



Karanlıkları devirmek ve aydınlık bir çağın kapılarını açmak için en mükemmel silah kalem...
sözle, yazıya kazanılmayacak savaş yok...
kalem sahiplerine düşen ilk vazife telaş etmemek, öfkelenmemek, kin kışkırtıcı olmamak.
Halkı okumaya, düşünmeye alıştırmak.
Bir kılıcın kazandığı zaferi başka bir kılıç yok edebilir.
Kalemle yapılan fetihler tarihe mal olur, tarihe yani ebediyete....

Cemil Meriç / Kırık Amber

Zaman; okuma, öğrenme, yeni bir şeyler ortaya koyma zamanı, ama biz hala birbirimize kaba kuvvet uygulayıp kim daha güçlü, kim daha iyi diye oyalanmaya devam ediyoruz.
Halbuki; ülke adına yapılacak onca iş varken, bu yapılanlar tek kelime ile ahmaklıktır.

30 Mayıs 2016 Pazartesi

Dinle Küçük Adam-6

   işte sen böylesin, küçük adam. Kaşık atmayı, kepçe daldırmayı iyi beceriyorsun ama yaratma yetisinden yoksunsun. Zaten bu yüzden böylesin, bu yüzdendir ki, yaşamın boyunca sıkıcı bir büroya ya da bir çalışma masasına kapanıyorsun, sırtına deli gömleği geçirir gibi parmağına evlilik yüzüğü geçiriyorsun.

  Kendini büyük bir oburluk içinde parayla, mutlulukla, bilgiyle doldurmak istiyorsun, çünkü kendini boş, aç, mutsuz hissediyorsun küçük adam; gerçekten bilgili saymıyorsun kendini, ya da gerçekten öğrenmek istediğine inanmıyorsun.

Dilediğin dine, kendi dinine inanmak istiyorsun. Buna bir diyeceğim yok. İyi ediyorsun. Ama bu kadarla kalmıyorsun ki? Kendi dininden başka din olmasın istiyorsun. Başka dinlere karşı hoşgörülü değilsin.
WILHELM REICH / DİNLE KÜÇÜK ADAM

19 Mayıs 2016 Perşembe

MUTLULUK

Hangi durumda olursak olalım, bizi sürekli mutsuz eden, kendini beğenme ve beklenti içinde olmaktır. Bunlar susup aklımız konuştuğunda, kaçınmamız mümkün olmayan tüm mutsuzlukların tesellisini bulabiliriz. İnsan, en fazla değer verdiği kişiler tarafından yaralanır. Çünkü kendisine, başkası aynı şekilde davranırsa bu onu yaralamaz, ama en yakın hissettiği kişiye karşı beklenti içinde olduğu için ister, istemez yaralanır.

Mutluluk, bu dünyada insan için yaratılmış gibi değil. Ya da fakir için mutluluk sadece bir an için olan bir durumdur. Çevremizdeki her şey değişiyor. Biz de değişiriz ve bu değişimi fark etmemiz imkansız gibi, bugün sevdiğimiz bir şeyi yarın seveceğimizden emin olamayız. Bu yüzden yaşamla ilgili mutluluk beklentimiz bir hayal olmaktan öteye gidemez.

Yalan üzerine

Yalan söylemek, dışa vurulması gereken bir gerçeği saklamaktır.
Bir kimse, borçlu olmadığı adama sahte para vermekle, onu kuşkusuz aldatır, ama hırsızlık etmiş olmaz.
Genel ve soyut anlamıyla gerçek, nimetlerin en değerlisidir.
Doğruyu söylememek başka, doğru olmayanı söylemek de başkadır; ama her ikisinden de aynı sonuç çıkabilir, çünkü sonuç bir olduğu  için başka yola varılamaz. Gerçeğin kimseyi ilgilendirmediği yerde, onun karşıtı olan yanlış da ilgilendirmez; bundan şu çıkar ki, aynı durumlarda gerçeğin tersini söyleyerek aldatan, gerçeği söylemeyerek aldatandan daha çok suçlu değildir; çünkü yararsız gerçekler konusunda yanılmaktan kötü olan bilmemektir.
İnsanın kendisinin ya da başkasının çıkarı için yalan söylemesi, sahtekarlıktır; zarar vermek, ara bozmak için söylenen yalansa, yalanların en bayağasıdır. Ne kendine ne de başkasına kazanç ya da zarar vermeyi düşünmeksizin yalan söylemek, yalan değil, bir tür uydurma oyunudur.

18 Mayıs 2016 Çarşamba

Dinle Küçük Adam

Seni düş kırıklığına uğrattı diye eşini neden suçluyorsun; beş para etmez bir komşunu hoşnut etmedi diye neden çocuğuna işkence ediyorsun; doğallığını yaşayan bir insana neden ters bakıyor ve onu sömürüyorsun; sana verileni alıyor, senden isteneni veriyorsun da neden sana sevgiyle verilen şeye karşılık vermiyorsun; neden, düşmek üzere olan birine bir çelme de sen takıyorsun, ya da düşmüşü tekmeliyorsun; hakikatı söylemenin gerekli olduğu durumlarda yalan söylüyorsun ve neden yalana karşı olacağını hakikate karşı koyuyorsun? Büyük adam bunları bilmek ister. Biliyor musun, sen, her zaman hakikate karşı olandan yanasındır, küçük adam.

WILHELM REICH / Dinle Küçük Adam

16 Mayıs 2016 Pazartesi

Dinle Küçük Adam-5

Size kişisel özgürlük değil ulusal özgürlük vaat ediyorlar. 
Size özgüven değil, devlete saygı, bireysel büyüklük değil, ulusal büyüklük vaat ediyorlar. 
Sana göre, "kişisel özgürlük" ve "kişisel büyüklük" , soyut birer kavramdan başka bir şey değildir;  "ulusal özgürlük" ve "devletin çıkarları" sözcükleriyse, tıpkı kemik gören köpeğin ağzının sulanması gibi seni zevkten dört köşe etmekte; bu yüzden hemen bu sözcüklere sarılıyorsun. 
İşte bu yüzden senden korkuyorum, küçük adam, çok korkuyorum. 
Çünkü insanlığın geleceği senin elinde. Senden korkuyorum, çünkü kendinden kaçtığın gibi dünyada hiçbir şeyden kaçmıyorsun. Evet, sen, kendinden kaçıyorsun küçük adam. 
Hastasın sen, çok hastasın küçük adam. Ama paçanı bu hastalıktan kurtarmak senin görevin, senin  sorumluluğun. 

10 Mayıs 2016 Salı

Dinle Küçük Adam-4

Kaçma. Kendine bakma yürekliliğini göster!
"Bana bunları söylemeye ne hakkın var?" Kuşkulu ve kavrayışlı bakışlarında bu soruyu okuyorum.
Saygısız ağzından bu sözcüklerin döküldüğünü duyuyorum, küçük adam.
Kendine bakmaktan korkuyorsun, eleştiriden korkuyorsun küçük adam; sana vereceklerini vaat ettikleri yetkiden korktuğun gibi korkuyorsun. Bu yetkiyi nasıl kullanacağını bilemezsin.
Başka biçimde yaşayabileceğini düşünmeye cesaret edemiyorsun: koyun gibi yerine özgür yaşamak, taktikler uygulamak yerine açık davranmak, bir hırsız gibi gecenin karanlığında sevmek yerine açık açık sevebilmek düşüncelerine yer vermiyorsun kafanda.
Kendini küçümsüyorsun, küçük adam.
"Ben kim oluyorum  da kendi görüşüm olacakmış, kendi yaşamamı kendim saptayacak ve dünyanın benim olduğunu açıklayacakmışım," diyorsun.
Haklısın; sen kim oluyorsun da kendi yaşamın üzerinde hak sahibi olmak isteyeceksin? Sana kim olduğunu söyleyeceğim.
Büyük adam, ne zaman ve hangi alanda küçük adam olduğunu bilir. Küçük adam, küçük olduğunu bilmez ve bunu bilmekten korkar. Kendi küçüklüğünü ve yetersizliğini, başkalarının gücü ve büyüklüğünün kendisinde uyandırdığı güç ve büyüklük görüntüleriyle örter.
Büyük generalleriyle övünmektedir, ama kendisiyle övünmez. Kendisinde varolan düşünceye değil, kendi aklına gelmeyen düşünceye hayrandır. En az anladığı şeylere en çok inanır ve kolayca anladığı fikirlerin doğru olduğunu kabul etmez.
WILHELM REİCH / DİNLE KÜÇÜK ADAM

Tek Kanatlı Kuş

Tek Kanatlı Kuş Demir, George Nathan’ın “ Aşk, bir çok kişi tarafından yaşanan, ama çok az kişi tarafından keyifle sürdürülebilen bir duy...