31 Mayıs 2015 Pazar
Eski çağlara bayram
Milattan önce 900 yıl önce, insanlar bir toprağa aşağıdaki yazıyı asarak okurlar ve bayramlarını kutlardı.
Gürültü patırtının ortasında sükunetle dolaş, sessizliğin içinde huzur bulduğunu unutma! Başka türlü davranmak gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalış! Sana bir kötülük yapıldığında, unut ve bağışla! Ama kimseye teslim olma! İçten ol! Telaşsız kısa,açık ve seçik konuş! Başkalarına da kulak ver! Aptal ve cahil oldukları zaman bile onları dinle! Çünkü dünyada herkesin bir hikayesi vardır.
Yalnız olanlarının değil, ne kadar küçük olursa olsun başarılarının da tadını çıkar! İşinle ilgilen! Seveceğin bir iş seçersen, hayatında bir an bile çalışmış ve yorulmuş olmazsın. İşini çok seveceksin! Olduğun gibi görün ve göründüğün gibi ol! Sevmediğin zaman, sever gibi yapma!
Çevrene nasihatlerde bulun ama, hükmetme! İnsanların kusurlarını bulmaya çalışırsan, onları sevmeye zamanın kalmaz. Ve unutma ki, insanlığın yüzyıllardır öğrendikleri bir kumsaldaki kum tanecikleri değildir.
AYÇİÇEĞİ
Ay çiçeği güneşe aşık olunca, gülmekten kırılmış bütün bitkiler. 'Güneş gökyüzündeki tahtından bir an bile ayrılmaz. Kudretli ve ulaşılmazdır. Sen kim o kim? vazgeç bu sevdadan.' demişler hep bir ağızdan. Ay çiçeği sesini çıkarmamış, sevdalı gözlerini dikmiş güneşe; bakmış bakmış bakmış.
Uzun bir müddet hiç bir şeyin farkına varmayan güneş, nihayet bir gün, ay çiçeğinin bakışlarını üstünde hissetmiş. Önce geçici bir heves sanmış ama zamanla yanıldığını anlamış. Ay çiçeği öyle inatçıymış ki, güneş tahtını nereye taşıdıysa, yılmadan usanmadan o yöne çevirmiş başını.
30 Mayıs 2015 Cumartesi
HAYAT
İnsanoğlu neden sürekli bir şeyler öğrenmek veya geliştirmek ister. Acaba sadece merak mı yoksa bu dünyada var olduğunu ispat etmek için mi?
Ya bu dünyaya sadece yemek-içmek-eğlenmekten başka bir şey düşünmeyenler için ne demeli. Hiçbir şey merak etmeyen sadece gününü gün edenler yukarıda bahsettiğim öğrenme veya isim için neden bir şeyler yapmak istemez, yoksa o bu dünyada var olup olmadığını veya gelip geçici bir yer için bu tür şeylere zaman mı ayırmak istemiyor. Bu tür düşünceler insanoğlunun her zaman aklında olup ama hiçbir zaman tam cevabını veremeyeceği sorular olarak kalmaya ve her kuşak tekrarlanacak sorular zinciri olarak sürüp gidecektir.
YAĞMUR
Aşk izlemekle kamil olmaz. Aşk dediğin, içinde yüzmekle olur. Aşk dediğin, kıştan gelen bahar gibidir. Baharda yağan yağmur gibi... Toprağın üstüne düşen her damlası tane tane huzur, tane tane huşu getirir. Toprak yumuşacık, hava şefkatli, gökyüzü güler yüzlü oluyor. Buram buram tazelik, buram buram güzellik kokuyor, her yer. Elini toprağa sürsen, elin toprak doluyor. Ayağını toprağa koysan ayağın toprak oluyor. Yağmur o kadar terbiyeli yağıyor ki, dışarı çıkıp ıslanmak istiyorum. Islandıktan sonra o toprak kokusu ile beraber ömür boyu sürmesini istediğim o hoş kokunun beni sarmasını ve beni sana getirmesini istiyorum. Ama şimdi ise artık eskisi gibi yağmur yağdığı zaman o toprak kokusu betonlaşma sevdamızdan dolayı gelmediği gibi senide bana getirmekten uzak kalıyor. Eskiden her yağmur yağdığı zaman sana olan sevgimde artarken şimdi o sevgi sadece mazide bir yara olarak uzaklardan beni izliyor.
29 Mayıs 2015 Cuma
AŞK
Aşk mihel aşk! Aşk'tan önce Aşk'tan sonra... Aşk yeryüzündeki en eski, en dirençli gelenektir. Aşk dışlanır ama dışlayamaz. Aşk incir ama karıncayı bile incitemez. Aşık olunca anlarsın...
Yüreğin bir kadife keseye dönüşür, içinde bir sırma bir yumak; sen bu yufka gönülle kimselere kıyamazsın.
Yaşayan ve yaşamış aşıkların safına katılırsın. Korkma !
Aşktan yok olunca zahiri tarifler, zihindeki kategoriler buhar olur uçar.
O noktadan itibaren 'BEN' diye bir şey kalmaz. Tüm benliğin olur koca bir sıfır. Orada ne şeriat kalır, ne tarikat, ne marifet. Sadece ve sadece hakikat.... ( AŞK )
20 Mayıs 2015 Çarşamba
20.05.2015
İsyan, insanlar arasında bir dostluk bağının ortaya koyduğu bilgidir, bu bilgi bir ölçüde ben ile başkasını sırdaş haline getirir.
İsyan gerek fertte, gerekse onun ihtirasında kainatın ve kendisinin hiçliği ortaya koyan küçümsemedir; isyan, aşk içinde sonsuza atılarak bedenini ve ruhunu hiçe sayarcasına ıstıraba adanan harekettir. ( NURETTİN TOPÇU )
Evet özelikte doğuda isyan derken herkesin anladığı şey müslüman bir ülkeden nasıl isyandan bahsedilebilir. Müslüman yani islam dinine mensup bir kişi nasıl olurda isyandan bahseder. Bundan bahsedenlerde genelde ya devleti yöneten kesim ya da devletin başındaki kişileri kutsayan kesimdir. Ama şunu unutmamak lazım kesinlikle devlet kutsal değildir sadece baştakilerin herşeyi kendilerinin yapabilmeleri için milletinde kendilerini asla eleştirmemesini ve herşeyi rahat yapmalarını sağlamak için en ufak bir eleştiride bunlar bizi devirmek için yapıyorlar yok efendim sizin seçmiş olduğunuz iradeyi yok sayıp devrim yapmak istiyorlar deyip kendilerini sağlama alıp bu şekilde halkı uyutmakta bahir olanlar en ufak bir eleştiride eleştiri yapan veya yapanları hain ilan edip halk yoksulluk içinde kıvranırken kendileri saraylarında keyiflerine bakarlar.
İsyan gerek fertte, gerekse onun ihtirasında kainatın ve kendisinin hiçliği ortaya koyan küçümsemedir; isyan, aşk içinde sonsuza atılarak bedenini ve ruhunu hiçe sayarcasına ıstıraba adanan harekettir. ( NURETTİN TOPÇU )
Evet özelikte doğuda isyan derken herkesin anladığı şey müslüman bir ülkeden nasıl isyandan bahsedilebilir. Müslüman yani islam dinine mensup bir kişi nasıl olurda isyandan bahseder. Bundan bahsedenlerde genelde ya devleti yöneten kesim ya da devletin başındaki kişileri kutsayan kesimdir. Ama şunu unutmamak lazım kesinlikle devlet kutsal değildir sadece baştakilerin herşeyi kendilerinin yapabilmeleri için milletinde kendilerini asla eleştirmemesini ve herşeyi rahat yapmalarını sağlamak için en ufak bir eleştiride bunlar bizi devirmek için yapıyorlar yok efendim sizin seçmiş olduğunuz iradeyi yok sayıp devrim yapmak istiyorlar deyip kendilerini sağlama alıp bu şekilde halkı uyutmakta bahir olanlar en ufak bir eleştiride eleştiri yapan veya yapanları hain ilan edip halk yoksulluk içinde kıvranırken kendileri saraylarında keyiflerine bakarlar.
19 Mayıs 2015 Salı
Zamanı okumak
Bir çağda, bir kültürde ve toplumda, ne zaman ön yargı, adaletsizlik, baskıya dayalı kör ve gerekçesiz nefretin bir azınlık grubuna yöneldiğine şahit olursanız, bu ezilmeden bir kazanç sağlayacak olan bir çete arayın; bu somut kurbanların ezilmesinden bir çıkarı olanları arayın. Her zaman ezilen azınlığın, kendi amaçlarının ne olduğunu bilinmesini istemeyen başka bir azınlık için günah keçisi olarak kullanıldığını göreceksiniz. Bir ülkeyi köleleştirmek peşinde olan bir hareket, her diktatörlük veya her potansiyel diktatörlük, ülkenin sıkıntıları için suçlayacağı bir diktatörlük yetkileri talep etmesinin bir gerekçesi olarak kullanabileceği bir günah keçisi olarak bir azınlığa ihtiyaç duyar. Sovyet Rusya'da günah keçisi burjuvalardı, Nazi Almanya'sında Yahudi halkı idi, Amerika'da iş adamlarıdır. ( AYN RAND )
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Tek Kanatlı Kuş
Tek Kanatlı Kuş Demir, George Nathan’ın “ Aşk, bir çok kişi tarafından yaşanan, ama çok az kişi tarafından keyifle sürdürülebilen bir duy...
-
Kadın egemenliği nerede? Egemenlik nerede mi? Her yerde, her şeyde. Büyük bir kentte mağazaları dolaşın. Buralarda milyonlar yatar, harcana...
-
Talihi yar olmayanlar, çevrelerini suçlarlar. Acı çekenlere merhamet duymaları bundandır. Aşağı yukarı şöyle düşünürler; ben mutsuzum, ka...
-
İnsan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur. İnsanın ilk uyacağı yasa, varlığını korumak; yapacağı ilk şey de, kendine borçlu ol...