AŞK

Aşk mihel aşk! Aşk'tan önce Aşk'tan sonra... Aşk yeryüzündeki en eski, en dirençli gelenektir. Aşk dışlanır ama dışlayamaz. Aşk incir ama karıncayı bile incitemez. Aşık olunca anlarsın...
Yüreğin bir kadife keseye dönüşür, içinde bir sırma bir yumak; sen bu yufka gönülle kimselere kıyamazsın.
Yaşayan ve yaşamış aşıkların safına katılırsın. Korkma !
Aşktan yok olunca zahiri tarifler, zihindeki kategoriler buhar olur uçar.
O noktadan itibaren 'BEN' diye bir şey kalmaz. Tüm benliğin olur koca bir sıfır. Orada ne şeriat kalır, ne tarikat, ne marifet. Sadece ve sadece hakikat.... ( AŞK )




Evet aşık olup sevip seveceksen önce kendini sev. Eğer kendini sevmezsen sevilmen mümkün değildir. Sen kendini sevdiğin halde eğer kainat sana sevgi vermezse gülü değilde dikenini gösterirse buna sevin. Çünkü yakında diken yerine sana gülü de uzatacaktır.

Evren tek vücut ve tek varlıktır. Sen her şeyi göremezsin ve eğer herşeyi görseydin. Ve bu durum aşık için geçerli değildir. Çünkü o senin görmediğin şeyleri gördüğü için her şey onun için maşukunu çağrıştırır.

Aşk dışarıda bulunan bir şey değildir. İçerden gelir. Tek yapmamız gereken içimizde bizi aşktan alıkoyan engelleri bulup kaldırmaktır. Aşka herkes hürmet etmedi diye aşık olmayı bırakmayın.

Birini seviyorsanız onun için yapabileceğiniz şey sadece sevmek değil en anlamlı şey değişmektir. O kadar değişmek lazım ki kendin olmandan çıkıp O olabilmektir.

Aşk, başta seni hayata bağlarken sonra hayata küstürebilir diye düşünme, aslında hayata seni küstüren  aşk değil onun kıymetini bilmeyen o küstah ve kibirli kişidir. Eğer aşkın kıymetini ve anlamını bilseydi seni zaten hayata ve aşka küstürmezdi. Aşkın, o büyüleyici etkisine karşı seni olduğu gibi kabul edip hem sana hemde ikinizi bir arada tutan o müthiş bağa ihanet etmezdi.

Aşk dini, dili, kültürü ve kısaca herşeyi sıfırlayan ve geçersiz kılan bir şeydir.