30 Mart 2016 Çarşamba
Muhteşem bir manzara ve yaşattikları
Üsküdar sahilde, fotoğraf çekenleri görünce aklıma sen geldin. Nedeni ise fotoğrafçılar güzel bir kare yakalamak için adeta saniyelerle yarışıyorlardı. Tam Güneş'in batmasına ramak kala meydana gelen o muhteşem atmosfer çekilmek için bütün cazibesiyle İstanbullulara gülümsüyordu. Tıpkı seninde bütün bakışları üzerine çekmen için yaptığın şirinlikler aklıma takıldı.
24 Mart 2016 Perşembe
Tiran ve despot
Tiran, halk dilinde hakka ve yasalara aldırış etmeksizin zorbaca yöneten krala denir. Açık ve kesin anlamındaysa, tiran haksız olarak krallık gücünü eline geçiren bir kişidir.
Krallık gücünü zorla ele geçirene tiran, egemen gücü zorbalık ve düzenle kendine mal edene de despot denir. Tiran, yasalara göre yönetme hakkını yasalara aykırı olarak kendine mal eden kimsedir. Despot ise, kendini yasaların üstünü çıkaran kişidir. Demek ki tiran despot olabilir, despot ise her zaman tirandır. ( J.J.Rousseau )
Krallık gücünü zorla ele geçirene tiran, egemen gücü zorbalık ve düzenle kendine mal edene de despot denir. Tiran, yasalara göre yönetme hakkını yasalara aykırı olarak kendine mal eden kimsedir. Despot ise, kendini yasaların üstünü çıkaran kişidir. Demek ki tiran despot olabilir, despot ise her zaman tirandır. ( J.J.Rousseau )
23 Mart 2016 Çarşamba
Platonik Aşk
Okula başlamak için sabırsızlanıyordu. Çünkü sokakların ona göre olmadığını biliyordu. Ve okulda onu bekleyen yeni bir hayat olduğunu hayal ediyordu. Ama sadece hayal ediyordu çünkü sadece kendisiyle konuşabiliyordu. Bu da onun hayal gücünün her geçen gün gelişmesini sağlarken kendisine güvenini kaybetmesine neden oluyordu.
Okula heyecanla başladı. Zaman'la utangaçlığının azalacağını düşünüyordu. Lakin tek bakışı ile hayatını renklendiren ve onu bambaşka dünyalara götüren güzel kız onun ancak hayal dünyasında beraber oturup konuştuğu biri oldu. Hayal kurmaktan başka bişey yapsaydı belki de hayatı çok farklı olabilirdi. Ama o bunu hiç düşünmedi ve karşılıksız sevmeye devam etti. Ne zaman kızı görse ya kaçar ya da kıpkırmızı olup terlerdi ve hiçbişey söylemeden öylece kalırdı. Öyle bir aşkla seviyordu ki sevdiğini kimseler ona kötü bir söz söylemesin diye sadece hayallerinde onunla beraber olurdu.
Okula heyecanla başladı. Zaman'la utangaçlığının azalacağını düşünüyordu. Lakin tek bakışı ile hayatını renklendiren ve onu bambaşka dünyalara götüren güzel kız onun ancak hayal dünyasında beraber oturup konuştuğu biri oldu. Hayal kurmaktan başka bişey yapsaydı belki de hayatı çok farklı olabilirdi. Ama o bunu hiç düşünmedi ve karşılıksız sevmeye devam etti. Ne zaman kızı görse ya kaçar ya da kıpkırmızı olup terlerdi ve hiçbişey söylemeden öylece kalırdı. Öyle bir aşkla seviyordu ki sevdiğini kimseler ona kötü bir söz söylemesin diye sadece hayallerinde onunla beraber olurdu.
15 Mart 2016 Salı
İşsizin 24 saati, sabah, öğle, ikindi, akşam, gece, gece yarısı diye birinden ötekine hissedilmeden geçilen altı parçaya bölünmez. İşsizin 24 saati birbirinden bıçakla ayrılmış üç dünyadır.
Sabah: evden çıkarken, hava yağmurlu, kapalı, karlı da olsa işsiz için aydınlık bir dünya vardır.
Akşam: Evin kapısından girerken dışarda güneş, renkler, ışıklar, şarkılar içinde rahat ve bahtiyar batsa bile batsa da, işsizin bu ikinci dünyası karanlıktır, rüzgarlıdır, yağmurdur.
Ve gece: İşsizin bu üçüncü dünyası, içinde tek söz konuşulmayan bir dilsizler memleketidir.
Sabah: evden çıkarken, hava yağmurlu, kapalı, karlı da olsa işsiz için aydınlık bir dünya vardır.
Akşam: Evin kapısından girerken dışarda güneş, renkler, ışıklar, şarkılar içinde rahat ve bahtiyar batsa bile batsa da, işsizin bu ikinci dünyası karanlıktır, rüzgarlıdır, yağmurdur.
Ve gece: İşsizin bu üçüncü dünyası, içinde tek söz konuşulmayan bir dilsizler memleketidir.
Talihi yar olmayanlar, çevrelerini suçlarlar. Acı çekenlere merhamet duymaları bundandır. Aşağı yukarı şöyle düşünürler; ben mutsuzum, kabahat toplumun, falanca da mutsuz, demekki o da toplumun kurbanı!
İktisadi durumu pek iyi olmayanlar düzenim bozukluğuna inanırlar. Demek ki hırsızların, katillerin suçları da bozuk düzenin ürünü. Onlar da şefkat ve merhamet merhamete ve layık birer kardeş. Toplum içinde hak ettikleri yeri alamadıklarına inanan aydınlar ise, zenginleri, yüksek rütbeli subayları, devlet büyüklerini kıskanırlar. Demek ki fakirleri, suçluları kötülüğe iten bu imtiyazlı zümredir. Bugünün insanı, hümanitarizm yüzünden, toplumun 'ferdi' feda etmektedir.
Cemil Meriç
İktisadi durumu pek iyi olmayanlar düzenim bozukluğuna inanırlar. Demek ki hırsızların, katillerin suçları da bozuk düzenin ürünü. Onlar da şefkat ve merhamet merhamete ve layık birer kardeş. Toplum içinde hak ettikleri yeri alamadıklarına inanan aydınlar ise, zenginleri, yüksek rütbeli subayları, devlet büyüklerini kıskanırlar. Demek ki fakirleri, suçluları kötülüğe iten bu imtiyazlı zümredir. Bugünün insanı, hümanitarizm yüzünden, toplumun 'ferdi' feda etmektedir.
Cemil Meriç
14 Mart 2016 Pazartesi
Dicle'nin Yakarışı
Yazılı anlatı hazırdır ve önümüzdedir, onu okur, çalışır, öğrenir ve hafızanıza kaydedersiniz.
Sözlü anlatı ise yoktur, onu siz hafızanızda çıkarır, yaratır, hayat verir, ağzınızdan çıkan sesinizin yardımıyla, özgün bir makamla onu karşınızdakilere aktarırsınız, tıpkı şuanda benim yaptığım gibi.
Sözlü anlatı ise yoktur, onu siz hafızanızda çıkarır, yaratır, hayat verir, ağzınızdan çıkan sesinizin yardımıyla, özgün bir makamla onu karşınızdakilere aktarırsınız, tıpkı şuanda benim yaptığım gibi.
11 Mart 2016 Cuma
Toplum sözleşmesi
İnsan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur.
İnsanın ilk uyacağı yasa, varlığını korumak; yapacağı ilk şey de, kendine borçlu olduğum özeni göstermektir. insan kendini bilecek çağa gelir gelmez, nefsinin kurmaya yarayan araçlara değer biçmede tek söz sahibi olduğu için, sonunda kendi kendisinin efendisi olur.
Güç maddesel bir şeydir. Bundan nasıl bir ahlak çıkabilir, bilmem. Güce boyun eğmek, bir istem işi değil bir zorunluk; olsa olsa bir sakıntı işidir. Güç hak yaratmaz ve insan ancak haklı güce boyun eğmelidir.
Savaş insanın insanla değil devletin devletle olan bir ilişkisidir ve bu ilişkide tekler birbirlerine yalnız rastgele düşmandırlar, İnsan ve yurttaş olarak değil,asker olarak; yurdun üyeleri olarak değil, koruyucuları olarak. Son olarak, devletin düşmanı insanları değil, yine başka devletlerdir; çünkü özleri birbirinden ayrı olan bir şeyler arasında hiçbir gerçek ilişki kurulamaz.
İnsanın ilk uyacağı yasa, varlığını korumak; yapacağı ilk şey de, kendine borçlu olduğum özeni göstermektir. insan kendini bilecek çağa gelir gelmez, nefsinin kurmaya yarayan araçlara değer biçmede tek söz sahibi olduğu için, sonunda kendi kendisinin efendisi olur.
Güç maddesel bir şeydir. Bundan nasıl bir ahlak çıkabilir, bilmem. Güce boyun eğmek, bir istem işi değil bir zorunluk; olsa olsa bir sakıntı işidir. Güç hak yaratmaz ve insan ancak haklı güce boyun eğmelidir.
Savaş insanın insanla değil devletin devletle olan bir ilişkisidir ve bu ilişkide tekler birbirlerine yalnız rastgele düşmandırlar, İnsan ve yurttaş olarak değil,asker olarak; yurdun üyeleri olarak değil, koruyucuları olarak. Son olarak, devletin düşmanı insanları değil, yine başka devletlerdir; çünkü özleri birbirinden ayrı olan bir şeyler arasında hiçbir gerçek ilişki kurulamaz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Tek Kanatlı Kuş
Tek Kanatlı Kuş Demir, George Nathan’ın “ Aşk, bir çok kişi tarafından yaşanan, ama çok az kişi tarafından keyifle sürdürülebilen bir duy...
-
Kadın egemenliği nerede? Egemenlik nerede mi? Her yerde, her şeyde. Büyük bir kentte mağazaları dolaşın. Buralarda milyonlar yatar, harcana...
-
Talihi yar olmayanlar, çevrelerini suçlarlar. Acı çekenlere merhamet duymaları bundandır. Aşağı yukarı şöyle düşünürler; ben mutsuzum, ka...
-
İnsan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur. İnsanın ilk uyacağı yasa, varlığını korumak; yapacağı ilk şey de, kendine borçlu ol...