11 Haziran 2017 Pazar

Eğitim ve Sıradanlık


Çocuğun kendi ayırt etme melekelerini geliştirmek ve ona kendi kendisine düşünmeyi ve değerlendirmeyi öğretmek yerine öğretmen, onun bütün enerjisini, zihnini başka insanların hazır düşünceleriyle tıka basa doldurmak için kullanmaktadır.

Genel fikirlerin yanlış uygulanmasından kaynaklanan hayata dair yanlış görüşlerin, sonradan uzun yılların tecrübesiyle düzeltilmesi gerekmektedir ve nadiren tamamen düzeltilebilmektedir.
Eğitim görmemiş insanlar arasında sıkça görülen sağlam sağduyu sahibi insanlara okumuşlar arasında bu kadar az rastlanmasının sebebi işte budur.

Alışılmış usül, kendilerine ait bir kaç özel gözlemde bile bulunmaların fırsat verilmeden çocukların zihnine kavramları ve kanaatleri, kelimenin tam anlamında, önyargıları kazımaktır.
Böylelikle fikirlerinin, olması gerektiği gibi, kendi hayat tecrübesinden oluşmasına izin vermek yerine, kendisine hazır verilmiş olan fikirler aracılığıyla dünyaya bakmaya ve tecrübe edinmeye başlar.

İnsan kendi başına dünyaya bakarken birçok şey görür ve bunları birçok farklı yönden görür; dolayısıyla sezgiyle kavrayış gücüne dayalı bu öğrenim yöntemi herşey hakkında soyut kavramlara başvuran ve aceleci genellemelerde bulunan yöntem kadar yetersiz ya da aceleci değildir; bu yüzden tecrübenin önyargılı fikirleri düzeltmesi uzun bir zaman alacaktır veya belki hiçbir zaman bu işi başaramayacaktır.


Çünkü bir insanın edindiği önyargılı fikirler eşyanın herhangi bir boyutuyla ne zaman çelişiyor görünse, peşinen onun sunduğu kanıtı tek yanlı ya da kısmi olarak reddedecektir.

Gerçekten o temel fikirlerini kendi gözlemlerinden ve tecrübelerinden çıkarmayı asla denememiştir, çünkü herşeyi başka insanlardan hazır yapılı olarak almıştır ve onu çok sayıda başkalarını da bu kadar sığ ve yüzeysel yapan şey işte budur.

Bu yüzden böyle bir eğitim yöntemi yerine çocukların eğitiminde tabii yollara bağlı kalmaya özel bir özen gösterilmelidir.
Sezgisel kavrayış yoluyla kendi kendine görüp anladığının veya her halde kendi gözlemleriyle doğrulayacaklarının dışında, bir çocuğun zihnine hiçbir kavram aşılanmamalı, hiçbir fikir telkin edilmemelidir ve bunun neticesi çocuğun fikirlerinin, az olsun çok olsun önemli değil, temellerinin sağlam ve doğru olması olacaktır.

O zaman şeyleri başkalarının değil, kendi kıstaslarıyla ölçüp değerlendirmesini öğrenecektir ve böylelikle binlerce kuruntu ve önyargıdan kurtulacak ve bunları daha sonra hayat okulunda öğreneceği derslerle ortadan kaldırmasına gerek kalmayacaktır.

Zihni bundan açık görüşler ve eksiksiz bilgiyle dolacak, tamlığa ve açıklığa aşina hale gelecektir; böylece çocuk kendi yargısına güvenecek ve önyargılardan kurtulacaktır.

İşte bundan dolayı en gerekli ve lüzumlu olan bilgi nedir diye sorulduğunda Antisthenes, şu cevabı vermiştir:
Uğraşılıp elde edilecek en lüzumlu şey nedir diye sorulduğunda, "kötülüğü öğrenmemek " diye cevap  vermiştir.

Schopenhauer / Seçkinlik ve Sıradanlık Üzerine

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Tek Kanatlı Kuş

Tek Kanatlı Kuş Demir, George Nathan’ın “ Aşk, bir çok kişi tarafından yaşanan, ama çok az kişi tarafından keyifle sürdürülebilen bir duy...