19 Şubat 2017 Pazar

Kadın - Erkek

Ruh yaşlı doğar,ama giderek gençleşir. Bu hayatın komedisidir. Beden genç doğar, ama giderek yaşlanır. Bu da hayatın trajedisidir.

Kadına göre ideal erkek, kadınla tanrıçaymış gibi konuşmalı ve kadın sanki çocukmuş gibi idare etmeli. Bütün ciddi talepleri reddetmeli ve şımarıkça istediği herşeyi yerine getirmeli. Kadını kapris yapması için teşvik etmeli ve hayatta bir amaç edinmelerini yasaklamalı. Her zaman kastettiğinden daha fazlasını söylemeli ve her zaman söylediğinden daha fazlasını kastetmeli.
Eğer bir soru sorduysan vereceği cevap tamamen seni ilgilendirmeli. Sahip olunmayan özellikleri övmeli. Ayrıca kadının ihtiyacı olan herşeyi vermeli.

13 Şubat 2017 Pazartesi

Küçük Burjuva İdeolojisini Eleştirisi

    Pek çok kez kanıtlanmış bir gerçektir ki, burjuvazi tarafından zaman zaman düzenlenen katliamlar, silahlı yağmadan, yani bütün burjuva ülkelerindeki yasaların cezalandırıldıkları bir cinayetten başka bir şey değildir.
   
    Vurgun düşkünlerinin, dün mahvettikleri gibi, yarın da ne kadar çok değerli ve bilgili emeği, uygarlığı ve icadı mahvedecekleri düşünülecek olursa, burjuva anlaşmazlıklarının doğurduğu ahmakça cinayetin ne iğrenç hale geldiği kolayca anlaşılır.

29 Kasım 2016 Salı

SEVGİNİN GÜCÜ




İnsanoğlu, hayatta ne ister?
İyi bir gelecek mi?
Para mı?
Şöhret mi?
Güzel bir hatun mu?
Yakışıklı bir adam mı?
Yoksa daha da aklımıza gelmeyen bu ve bunun gibi geçici şeyler mi?
Yoksa bunlardan başka hepsini kapsayan yalnızlığı gideren SEVGİ mi?
 Geçici şeyler, insanı bir yere kadar tatmin edebilir. Ama zaman geçtikçe içini kemiren ve her geçen gün daha fazla boşluk bırakan, yalnızlık insanı uçuruma götürür.

AŞK mı SEVGİ mi?


Her şey, o gün beraber otururken oradan buradan konuşurken oldu. Çünkü bu konuşmadan sonra ne Ayaz’ın ne de Yağmur’un hayatı aynı şekilde devam edecekti. Ama bundan ne Ayaz ne de Yağmur haberdardı. Zaten haberleri olsaydı, o günü yaşamak istemezlerdi. Fakat yıllar sonra sorsaydınız, o günün en mutlu günleri olduklarını söyleyecekti Ayaz. Aynısı Yağmur içinde geçerli miydi? Orası tartışılır.  
Aslında o günün diğer günlerden farkı yok gibi. Bunu anlamaları işten eve gittiklerinde hissettiklerinde saklıydı. O akşam nerede ise 2 saat öylesine konuştular. Ne mi konuştular telefon kapandıktan sonra ikisinin de hatırlamadığı sıradan şeylerdi.
Peki, hikâyedeki kahramanlarımıza göz atalım.

Ayaz; Yağmur’la tanışmadan önce bütün aşklarını sadece ama sadece hayallerinde yaşayıp, bazı aşklardan kendisinin bile haberi olmayacak kadar hayalperesttir.  Ama kendisine sorsan, her gün başka bir sevgili ile dışarılarda dolaşıp hayatını yaşayan, akşamları da hiç ama hiç yalnız kalmayan, o gün beraber olduğu sevgilisiyle; bazı akşamlar sabaha kadar sevişip, bazı akşamlar ise yalnızca birbirlerine sarılıp, birbirlerine sevgi sözcüklerini fısıldayarak geceyi geçirirlerdi. Bu hayalperest adam, kafasındaki aşklardan kurtulup gerçek bir aşka yelken açarken, başlar da çokta sıradan bir hayat yaşadığını, çünkü bundan önceki hayatı da aynı şekilde olduğundan çokta zorlanmadı. Bazen aslında bu yaşadığı durumun gerçek olmadığını anlar. Lakin yanındaki gerçek ve Ayaz buna alışmakta zorlandığından dolayı, Yağmur’u zor günler beklemektedir. Bunu anladığı zaman ise iş işten geçmiştir. Çünkü bu adamı gerçekten sevdiğini düşünür. Yani başka bir deyişle, halk arasında kime sorsanız, farklı bir şekil de tarif ettiği Aşıktı.

1 Eylül 2016 Perşembe

Kadın Egemenliği

Kadın egemenliği nerede?
Egemenlik nerede mi? Her yerde, her şeyde. Büyük bir kentte mağazaları dolaşın. Buralarda milyonlar yatar, harcanan insan emeğinin haddi hesabı yoktur. Bu mağazaların yüzde doksanına bir bakın, erkekler için bir şey var mıdır?

Yaşamın bütün lüksü kadınlar tarafından talep edilir ve sürdürülür. Fabrikaları gözünüzün önüne getirin. Büyük bölümü yararsız süsler, arabalar, mobilyalar, kadınlar için ıvır zıvır üretir.
Sırf kadınların geçici hevesleri için milyonlarca insan bu angarya işlerde nesillerdir köle gibi çalışarak yok olmaktadır.

Kadınlar çariçeler gibi insan soyunun yüzde doksan dokuzunu köleleştirmekte, ağır işlerde çalıştırmaktadır. Bunların hepsi, kadınların hor görülmeleri, erkeklerle eşit haklardan yoksun olmaları yüzündendir.

2 Ağustos 2016 Salı

Adalet ve Güç




Adil olanın peşinden gidilmesi doğrudur, en güçlünün peşinden gidilmesi ise kaçınılmazdır. Gücü olmayan adalet acizdir; adaleti olmayan güç ise zalim. Gücü olmayan adalete mutlaka bir karşı çıkan olur, çünkü kötü insanlar her zaman vardır. Adaleti olmayan güç ise töhmet altında kalır. Demek ki adalet ile gücü bir araya getirmek gerek; bunu yapabilmek için de adil olanın güçlü, güçlü olanın ise adil olması gerekir.


Adalet tartışmaya açıktır. Güç ise ilk bakışta tartışılmaz biçimde anlaşılır. Bu nedenle gücü adalete veremedik, çünkü güç, adalete karşı çıkıp kendisinin adil olduğunu söylemişti. Haklı olanı güçlü kılamadığımız için de güçlüyü haklı kıldık. ( PASCAL / KÖTÜNÜN ZAFERİ )


Adil olandan, adalet beklemek doğrudur. Ama her adil olandan adalet beklemek doğru değildir. Çünkü adil olan, eğer güçlü değilse sana adalet denen şeyi getiremez. 

1 Ağustos 2016 Pazartesi

Toplumsal Sorunlarla ilgili bir kaç anektod



Kinler de, sevgiler de bir takım işaretlerin emrinde; kızıl karşısında kuduran azgın boğalar gibiyiz.

Tarih büyük adamların yaptıklarından ibarettir. Topluluk ne başarmış, ne yapmışsa, hepsinin de kılavuzu, mimarı, büyük adam olmuştur hep.

Kişi, zekasının üstünlüğü ve diğer bazı özellikleri sayesinde, olayların bir bölümünü ve sonuçlarını, kısmi olarak, değiştirebilir ama olayların akışını etkileyemez, bu akışı belirleyen bambaşka kuvvetler vardır.

Büyük adamların tarihteki rolü üzerinde düşünürken, hemen daima şu hataya düşüyoruz; bir büyük adamın ortaya çıkması, ortaya çıkabilecek diğer büyük adamların ortaya çıkmamasına yol açar, bunu unutmamak gerekir.

Büyük adamın ortaya çıkması ve olayları etkilemesi için iki şart lazım. Birincisi, kahramanın, kabiliyetleri sayesinde, zamanın sosyal ihtiyaçlarına, diğerlerinden daha iyi çözümler bulabilmesi.

Tek Kanatlı Kuş

Tek Kanatlı Kuş Demir, George Nathan’ın “ Aşk, bir çok kişi tarafından yaşanan, ama çok az kişi tarafından keyifle sürdürülebilen bir duy...