28 Temmuz 2016 Perşembe

ANA


Hepimiz korkudan geberiyoruz zaten! Bize kumanda edenler de bu korkudan yararlanıp bizi daha fazla korkutuyorlar. Boğazımızı sıkanlara; gözlerimizi kapatanlara göstermeliyiz ki, biz her şeyi görüyoruz, ne aptalız, ne de yalnızca yemek değil, yaşamak istiyoruz, yaşamaya layık yaratıklar olarak yaşamak! Düşmanlarımıza şunu göstermeliyiz ki, bize empoze ettikleri forsa yaşantısı, akıl yoluyla onlarla boy ölçülmemize, hatta onlardan daha üstün olmamıza mani olamaz.

Dövüşme zamanı gelince tırnak temizlemekle vakit geçirilmez. Bizim için milletler arasında ayrı gayrı yok. Sadece arkadaşlar var, veya kardeşlik istemeyen düşmanlar. Dünyaya gönül gözüyle bakıp ne kadar kalabalık ve güçlü olduğumuzu görünce insan öylesine seviniyor ki, içi ferahlıyor! Bir Fransız, bir Alman, bir İtalyan için de durum aynı. Hayatı anladılarsa eğer, onlarda aynı biçimde sevinç duyarlar. Hepimiz aynı ananın, aynı düşüncenin, bütün insanların kardeşliği fikrinin evlatlarıyız. Bu düşünce bizi ısıtır, adaletin göklerinde parlayan bir güneştir o, ve bu gökler emekçinin kalbinde yatar. Ne millet olursa olsun, adı ne olursa olsun fark etmez. 
     

Yeryüzünde küçük düşürülmemiş, hakarete uğramamış kimse var mı? Beni o kadar küçük düşürmüşlerdir ki, artık kızmıyorum. Ne yapacaksın, insanlar başka türlü davranmıyorlar işte. İnsan her şeye incinirse iş göremez, üzerinde durmakla vakit kaybeder. Hayat bu. Eskiden, insanlara kızdığım olurdu. Sonra düşündüm, gördüm ki kızmaya değmiyor. Herkes komşusundan dayak yemekten korkuyor. Onun için ondan önce davranıp ilk darbeyi kendisi vurmakta acele ediyor. Hayat böyle.
Bana mutluluğu verirlerse eğer geri çevirmem, ama kendimde dilemem mutluluğu…
Gerçek yuvarlanacak yer arıyor halkın içinde, ateştir o, gerçeğe tahammül edemeyenler yanacak o ateşte. Gerçek sizin için en iyi dost, onlar için baş düşman. Onun için gizliyorlar gerçeği. Gerçeği yumruklarla öldüremezsin.
Gün gelecek, kartallar serbestçe havalanacak, halk kurtulacak.

Aile hayatı devrimcinin enerjisini eksiltir, daima eksiktir. Çoluk çocuğa karışırsın, geçim sıkıntısı olur, ekmeğini kazanmak için çok çalışmak zorunda kalırsın… Oysa devrimci sürekli olarak enerjisini her yönde geliştirmelidir. Bu, zaman ister. Biz, hep önden gitmeliyiz, çünkü biz, tarihin zorlamasıyla, eski dünyanın yerine yeni bir hayat kuracak olan kimseleriz. Eğer geride kalırsak, yorgun düşersek, eğer küçük bir başarının yakın ihtimaline kendimizi kaptırırsak, kötü olur, neredeyse ihanet olur. İnancımızdan taviz vermeden ayak uydurabileceğimiz hiç kimse yoktur. Ve hiç unutmamalıyız ki işimiz ufak tefek başarılar elde etmek değil, tam zafere ulaşmaktır. 

MAKSİM GORKİ / ANA 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Tek Kanatlı Kuş

Tek Kanatlı Kuş Demir, George Nathan’ın “ Aşk, bir çok kişi tarafından yaşanan, ama çok az kişi tarafından keyifle sürdürülebilen bir duy...