22 Şubat 2012 Çarşamba
Kader
Aslında yazgı yanlış yorumlanmış bir kavramdır. Birçok kişi açıklayamadıkları olayları yazgı olarak niteler ve gerçekleşen olayları omuzlarını silkerek kabullenirler.
Ama yazgı bu değildir. Dünyayı görünmez halkalar yönetir. Yazgı bu enerji halkalarından yere düşen şeydir aslında. Ama göremediğimiz, ne olduğunu hatırlayamadığımız, büyüklüğünü tespit edemediğimiz için bu enerji halkalarının gerçekliğimizi nasıl etkilediğini tahmin edebilmemiz imkansızdır.
Bu yüzden de başımıza bir şey geldiğine bunu yazgı olarak niteleriz. Yazgı rastlantısal değil öngörülmez bir olaydır. Başka bir deyişle yazgının doğasına ve zamanına karşı gözlerimiz kördür. Ayrıca yazgının birbirlerimizle ilişkilerimizi nasıl etkilediğine karşı da körüzdür.
Açıklayamadığımız veya işimize gelmeyen her şeye bir kılıf bulmak, bizi genelde rahatlatır.
Çünkü kendi beceriksizliğimizi, başkasına yüklemişizdir. Ve bu da bizi o an mutlu eder, ama bu mutluluk sadece yeni başarısızlıkların baş göstermesine katkıda bulunur.
Bu geçici mutlulukları, azaltmak için her an kendimizi sorgulamalı ve başımıza gelen olaylardan ders çıkarmamız gerekir.
AŞK MI ARKADAŞ MI?
Eski Türklerde askerler savaşırken arkadan gelecek saldırıyı kontrol için sırtlarını bir ağaca, kaya veya taşa vererek ok atarlarmış. Atalarımız genelde bozkır hayatı yaşadıkları için bu sırt dayanan nesne genelde bir taş veya kaya olurmuş.
Yıllar sonra sırt dayanan taşın ismi ARKA-TAŞ'tan ARKADAŞ şeklinde dilimize yerleşmiş ve bu gün bile bel bağladığımız, bizi arkadan vurmayacak olan, samimiyetine güvendiğimiz kişilere verdiğimiz isimdir.
Aşk ve arkadaşlık bir gün yolda karşılaşırlar. Aşk kendinden emin şekilde sorar.'Ben senden daha samimi ve cana yakınım, sen varsınki bu dünyada? ' Arkadaşlık cevap verir 'Sen gittikten sonyra bıraktığın gözyaşlarını silmek için ...'
Arkadaşınız cevap bulan ihtiyaçlarınızdır, sevgiyle ekip şükranla biçtiğiniz tarlanızdır. o sizin sofranız, ocak başınızdır; çünkü ona açlığınızla gelir, onda huzur ararsınız. Arkadaşınız sizinle içinden geldiği gibi konuştuğunda ne 'HAYIR' demek zor gelir, nede 'EVET' demekten çekinirsiniz. ?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Tek Kanatlı Kuş
Tek Kanatlı Kuş Demir, George Nathan’ın “ Aşk, bir çok kişi tarafından yaşanan, ama çok az kişi tarafından keyifle sürdürülebilen bir duy...
-
Kadın egemenliği nerede? Egemenlik nerede mi? Her yerde, her şeyde. Büyük bir kentte mağazaları dolaşın. Buralarda milyonlar yatar, harcana...
-
Talihi yar olmayanlar, çevrelerini suçlarlar. Acı çekenlere merhamet duymaları bundandır. Aşağı yukarı şöyle düşünürler; ben mutsuzum, ka...
-
İnsan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur. İnsanın ilk uyacağı yasa, varlığını korumak; yapacağı ilk şey de, kendine borçlu ol...