Bir şey ne kadar soylu ve mükemmel ise, onun olgunluğa erişmesi de o kadar geç ve yavaştır. Erkek, akli melekesinin ve ruhi kabiliyetlerinin olgunluğuna yirmi sekizinden önce nadiren ulaşır; kadınlar ise henüz on sekiz yaşlarında....Fakat kadınların durumunda bu çok zayıf ve dar sınırlar dahilinde gerçekleşir. Bu sebepten ötürüdür ki kadınlar, bütün hayatları boyunca çocuk kalırlar.
Kadınların mizacından, doğalarının en derinlerinde her şeyi erkeği elde etme aracı olarak görme temayülü kökleşmiştir ve başka herhangi bir şeye alakası her zaman asılsız, taklidi bir alakadır, esasen amaçlarına ulaştıracak, yosmalık, yapmacık ve kandırmaca dan müteşekkil dolambaçlı bir yoldan başka bir şey değildir.
Genel olarak kocasına düşkün olmayan bir kadın ondan sahip olduğu çocuklara da sevgi duymaz.
Sahiplenme olmaksızın aşkının karşılık gördüğünü bilmek bir insan için teselli değildir.